Geçmiş olsun.
Ama herzaman söylüyorum, daha bir hafta önce burada uzun uzun yazdım.
Kaba kuvvet ile hak aram devri bitti. Artık zeka ile aranıyor. Konun içeriği olarak haklı olabilirsiniz, ancak vuran, vurmaya çalışan, bağıran herzaman haksıdır.
Öğrenmedik gittik şunu. Boşuna kana türkler demiyorlar.
Daha geçen gün burda forum birisi sandelyeden birisini itti diye anlatdık.
Ama bu işler cemaat imam meselesi gibi. Hergün TRT'de sözde tarih anlatma anlamınd agresif agresif dizi oynatırlarsa milletde agresifleşir. Yok Ertuğrul, yok Kurtlar Vadisi, yok Abdülhamdi, yok vatanım sensin, hergün haberlerde mehtermarşlı Afrin operasyonu, agresif agresif konuşan devlet büyüklerimiz, sonra sonuç bu.
Yapcak tek şey var. Avukat gideceksin. Dava açacaksın. Ama fazla ümitlenme. İş mahkemesinde hakimleri çoktan kendimize gıcık ettik. Gelen vatandaşlarımızın çoğu hep kavga yüzünden.
Birazcık kendini teselli etmeye çalışıyorsun belliki, ama kendini kandırıyorsun. Bunun, demokrasi ile ne alakası var? Madem bu kadar demokrasiye önem veriyorsun, niye yumruk gösteriyorsun? Demokraside kendi hakkını kaba kuvvet ile aramak nerede var? Ayrıca memlektimizin gözünü bizde seviyoruz, ama oradada bu böyle. Kendi adaletini kendin yaratamazsın. Aynî şeyi Türkiye'dede yap orada da çıkış veriyorlar.
Şimdi diyecekki bağzıları, bizde insanız, bir sınırı var, kendini bağzı insan tutamıyor. Katılmıyorum. Öbür milletler hayvanmıda kendini tutabiliyor? Değil.
Sorun toplumsal yetiştirilmemizde ve yaşamda. Yukarda anlattım zaten. Ayrıca kırmayı dökmeyi bir mahrifet olarak görüyoruz. Asıl mahrifet dökmeden kırmadan hakkını arayabilmekte. Kıran döken hep kaybeder. Hakim destek vermez, evde kır dök hanımda çekip gider, okulda kır dök insanı kovarlar.
Yasanın yumruğu ile vuruz, bileğinizin ile değil.