En iyisini ediyorsun.
Bizide hanımın kardeşi davet etti, doğum günü varmış kızın, 18 oluyor, gitmek istemiyoruz. Ha üzülmüyormuyuzmu, üzülüyoruz, cünkü aramızda öyle büyük sorunlar olmadı. Ama işte sana senede bir zar zor gelipte onu pazara dek getirince insan üzülüyor. Yada kayınvaldeyi çağırdımı bizde gidiyorduk. Daha hiç telefon edip evdemisiniz deyip gidemedik. Aradan 18 yıl geçti. Biz çağırıncada hep vakitleri olmuyor. Vakitleri olmadıkları yalan değil, ama iş güçten değil, ya gezmekten yada işleri çıkıyor. Misal gelecek oluyorlar sonra iptal ediyorlar. Bacanakın kardeşi aramışta koltuk hoşuna gitmişte onu taşıyacaklarmış. İnsana koyuyor. Gerçekten acil birşey olur lafımız yok. Ama koltuku ayırt, dükkanda dursun, bir kac gün sonra al git. Yada oturursun ellerinden telefon düşmez, acil kardeşleri yardım ister bu ve benzeri şeylere hemen gider.
İyi insandır, aktif olarak bana hiç bir kötülüğü dokanmamıştır, sohbetide iyidir, ama insana bu ve benzeri hareketler samimiyetsiz geliyor. Ya sev, ya sevme hanım tarafın akrabaları, ama idare etmeye çalışmak üzücü. Hanım dahada çok üzülüyor ama belli etmiyor. Nede olsa öz kardeşi. Gitmeyelim dedin mi, karşı tarafın gözünde fitne fesat sokmuş oluyorsun kardeşler arasına. Onun için hanıma diyorum, gitmeni istemiyorum, ama engelde olmam nede olsa kardeşin ve yeğenin. Ama ben kendim gitmiyeceğim.
Ama ucuz bir handyvertrag lazım olsun, yada buna benzer ozaman sağolsun arıyor. 11 hafta hastanede yattım 50 km ilerde arayan soran bile olmadığı. Bacanağın yüzüne vurduğumda tatlı sert "Ben hanımdan haberi alıyordum zaten" dedi. Vay be bir whatsapp mesajı değerimiz bile yokmuş.
Allah ne onları bize mutaç etsin, nede bizi akrablara. Atsan atılmıyor, kessen kesilmiyor. Düşen oldumu yine salak gibi ilk sen koşturuyorsun.
Yani durumum aynı bu forumda gibi: Yaranamıyorsun kimseye.