cok güzel bir sunum horoz ustayi kutluyorum
iptv sunan arkadaslarimizada ayip olmasin
hep iptv mevzusu diye kizan arkadaslar masallah bir yeni sunum oldigu zaman,
herkezden önce atliyor
Yazdırılabilir Görünüm
cok güzel bir sunum horoz ustayi kutluyorum
iptv sunan arkadaslarimizada ayip olmasin
hep iptv mevzusu diye kizan arkadaslar masallah bir yeni sunum oldigu zaman,
herkezden önce atliyor
Hocam fena olmaz bir tane sipariş edebilirsen
yeni çıkan kitap ben birine siparış etmiştim daha kitapçilara gelmemişti
masrafları Paypal veya banka üzeri ulaştırırım
http://free-picload.com/uploads/2018...2639brqat3.jpg
Bu resimlerdekini hangimiz yaşamadık ki !!!!
http://free-picload.com/uploads/2018...2765b8j2t2.jpg
http://free-picload.com/uploads/2018...2766bemajs.jpg
Türkiye’ye yolculuğumuz 2-3 gün sürerdi.
Biz arkada rahat ederdik ama babamız şoför koltuğunda perişan olurdu.
Haline üzülür dikiz aynasına bir salkım üzüm asardık.
Uykun gelirse kopar kopar ye baba derdik çocuk aklımızla.
Uyandığımızda üzüm bitmiş olurdu.
Ama o yol bitmezdi.
#diasporaturk
Bari eurocentleri de aynı seviyeye getirseydiler o zaman hiç anlaşılmazdı.
“Eşim Almanya’ya gidiyorum dediğinde hiç ses etmedim. Adını ilk defa duyuyordum. Yolculuk trenle üç gün sürüyor dediği o an anladım. Demek benden bu kadar uzağa gidiyordu.”
“Eşimden bant gelmiş, bütün ev teybin başındayız. Eşim bantta ‘iyisiniz inşallah’ diyor bütün ev ‘iyiyiz iyiyiz’ diyor, ‘köye kar inmiştir’ diyor, herkes ‘indi indi’ diyor. En son anasını, babasını herkesi andı, kalanlara da hasretle selam ederim dedi. İşte o kalan bendim.”
“Bazı aileler vardı hani, çok önemsenmezdi. Ama her bayram kapınızı çalar, az oturup giderdi. Biz işte o aileydik.”
“18 yıl Essen'de çalıştık ama adres sormadan bir yeri bulamıyorduk. Biz hep şehrin altını gördük, üstünü görmedik ki bilelim."
"O zamanlar tek firma vardı, o götürüyordu cenazemizi memlekete. Ama hafta sonu kapalıydı. Biz de ne yapalım, inşallah hafta içi ölürüz diyorduk."
- alıntı -
❝Almanya için muayene olacak 40 kadındık. Hepimiz utanıyoruz ama içimizden biri daha çok utanıyor. Üst çamaşırı çok eski olan bir kadındı bu. Öyle eskiydi ki, iki ucunu iple bağlamıştı. Ne bilsin bu kadar kişinin önünde soyunacağını. Yoksa illa başka bir şey giyerdi.❞ (Hayriye)
https://pbs.twimg.com/media/DaMg-7DWsAAcfPK.jpg
https://twitter.com/diaspora_turk/st...65419633889280
Benim aklim pek ermezde, abilerimiz anlatirdi.
Edirnede giriste hemen sagda caminin yaninda bir araba tamircisi varmis. Arabasi bozulanin imdadina yetisirmis. Yeni paracada falan yokmus. Senden söktügü parcayi tamir edebilirse tamir eder baskasina takarmis. Yada cok bozuk degilse, senden söktügü parcayi baskasina takarmis ve "bu seni memlekte kadar idare eder" dermis. Tamirhanede sira cokmus. Milletde sicakta arabayi birakirmis ve Cuma günü ise Cumaya gidermis.
Ben kendim 7-8 yasindaydim arabayla gittigimizde. Ozamanlar Avusturya'nin yollari bile bukadar iyi degildi. Cogu yer gelisli gidisli. Dikkat etmezsen sag tarafin ucurum.
Yugoslavaya ozamanlar 1000km. Dile kolay gelis gidisli yol. Arabalarda klima yok. Cam hep acik. Arabanin ici motor gürültüsü ile dolu. Herkes daha iyi anlasabilmesi icin bagira bagira bagira konusurdu. Sollamak nerdeyse imkansiz. Önünüze bir kamyon gecer 70 - 80 km hizi gecmez. Hele karsidan birde bir kamyon geldimi, onun eksoz dumani arabaniza girerdi. Sabahin köründe Yugoslavya girerdiniz, ertesi sabah, yani 24 saat sonra Bulgaristana varirdiniz. Yollarin kenarinda hurdaya dönmüs arabalar coktu.
Simdi ne var. Klima var, her yer yiyecek icecek. Arabalar süper. Yollar hemen hemen süper. Elinizde ceptelefonu, EU-Roaming sayesinde radyoyu aca aca dinleye dinleye git. Babam 300 Marka bir radyo aldi. Icinde kisa dalga vardi. Aksam saat 6'dan sonra Türkiye'nin sesi radyosu cekerdi. Aslinda cekiyor denilmezdi. Baska frekanslar karisirdi. Herkes arabada sakin olmazsa, birsey anlamak imkansizdi.
Horoz usta eline gecip okumaya ve genclik yillarina gittigin zaman tesekkür edersin o zamani hatirlayinca ben sadece nasil olsa kendime alacagimdan mesaj da okudum aradigini benim de sana böyle bir katkim olsun
Evet evvelden o yollar cileli yollardi 3 günde gidilirdi ve yollarda herkes birbirine elinden geldigi kadar yardimci olurdu nice dostluklar o cileli yollarda baslamis olurdu ve sonralari da devam ederdi herkesin birbirine sevgi ve saygisi nezaket dolu idi ama simdi nerede o zaman ki gibi dostluklar kalmadi malesef ki hepsi birer nostalji oldu o cileli yollarda gidip gelen nesiller yavay yavas tükeniyor yeni nesiller ise bu zamanin degerini ileri de anlayacaklar aile büyüklerinin neler cektiginibunlari anlatmakla olmuyor birerbir yasamak gerekir
Sizin babalariniz yine iyi gelmis. Dedem ölmüs. Babaannem okuma yazma bilmeyen dul bir kadin. Babami sehire götürmüs okusun diye. Babamin okumaya niyeti yok. Babam tutturmus Almanya'da Münih'teki enisteme gitcem Almanya'da isci olacagim diye. Babaannem borc bulup babama vermis. Kimse eniste Münih'in neresinde, nerdedir bilen yok.
Babam 15 yasdina tren ile yola koyulmus. Yil 1973. 15 yasindaki bir cocugun isci olma sansi yok. Yani buraya kacak geliyor. Sadece turist vizesi var. Tesadüfen bir kac komsu köylerden de trende giden varmis. Tren Avusturya'ya varmis ve hepsi trenden atlamis. Aslinda hepsi kacak yoldan Almanya'ya gitmek istiyorumus, ancak hepsi ya yakalanirsak diye korkmus ve "Ha Avusturya, ha Almanya" deyip yavaslayan trenden atlamislar. Babamada atla demisler. Babam illaki tutturmus ben Almanya'ya gitcem enistemin yanina diye. Dil dökmüsler babama, "bak anan dul, o kadar borc almis, nasil ödeyecek yakalanirsan, gel inat etme" deselerde babam atlamamis.
Babam Münih Hauptbahnhof'a gelmis. Kimseyi tanimiyor. Ortalikta dogru dürüst Türk bile yok. Üc gün Bahnhof'un oralarda sokakta yatmis. Tesadüfen onun gibi olan bir Türk ile tanismis ve beraber Bahnhof'in etrafinda yatmislar. Bir gece ansizin uykuda 4-5 Yunanli gelmis ve bunlari tekmelemis. Babam ve o arkadasi yerden kalkmis ve gece o dört Yunanliyi dövmüs. Yunanlilar hemen polis cagirmis. Babamda ilk gelen U-Bahn'a binip kacmis.
Bir kac gün sonra babam geri Münih Hauptbahnhof'a geliyor. Önüne gelen her Türk'e "Mehmet enisteyi tanirmisin" diye soruyor. Sonunda birisi ben taniyorum diyor. Eniste Münih'in Haar köyünde bir insaatda calisiyormus. Babam o kisiden bes Mark borc aliyor ve Haar'a gidiyor. Insaatda calisan enisteyi görüyor. Enisteniin babamin geleceginden haberi yok ve saskin saskin babam bakmis.
Eniste babami patronuna götürmüs ve is istemis. Patronu demiski, bu daha cocuk, basim belaya girer olmaz. Insaatin yakinlarinda bir Baumschule varmis. Ordaki adam babami kacak olarak ise almis. Babam hergün maskesiz bir sekilde domates ilaci attiriyormus. Aksam olmus, patron demis git evine. Babam demis, elimi yüzümü nerde yikayabilirin. Adam disardaki cesmeye bir hortum takmis, al demis, bu su ile yikan. O soguk su ile babam gerekirse banyo bile yapiyormus.
Babam aksamlari enistenin insaatinda kaliyormus. Bir gün bayram gelmis. Insaatdaki Türk isciler aksam sofrasini kurmus ve azda olsa bayrami kutlamak istemisler. Tam sofraya oturmuslar polis insaati basmis. Herkesin oturumu varmis, sadece babamin yokmus. Herkesin pasaportuna bakmislar, tam babama sira gelecekmiski, sofrada bir tane o zamanlar Münih Üniversitesinda okuyan bir genc varmis. Polisin birini taniyormus. Almancasi tabiki cok iyi. Polise demiski, burda kacak isci ne gezer, yalan ihbar vermisler size demis. Poliste babamin pasaportuna bakmadan gitmis.
Babam 2-3 yil böyle idare ediyor ve 18 oluyor. Babam Münih yabanciar dairesine gidiyor ve oturum istiyor. Gecmis gün ordaki memur 1000 yada 1200 Mark tutuyor demis. Yani sizin anlayacaginiz, memur para karsiligi oturum satiyormus. Babam ise onu yasal bir ücret saniyormus. Adama demis, tamam ödeyim, ama demis, 50 Mark taksit olurmu. Adam tamam demis, pasaportunu elinden almis ve cekmesine koymus. Her ay parayi getir demis borcun bitince pasaportunu veririm. Babamda her ay gidip adama 50 Mark veriyormus. Babam baya alti ay falan hic aksatmadan gitmis. Birgün memurun herhalde bir is cevirdigi ortaya falan cikmaya baslamis olacakki, babam yine 50 Mark'i vermeye gittiginde, adam demis, "yine mi sen geldin". Cekmeceden pasaportu ve oturumu vermis eline. Babam halen uyanmamis ve adam demiski, borcum ne olacak? Adam demis, borcun falan yok, git birdaha buraya gelme.
Babam isci oldum diye sevinmis. 2-3 yil hep polisten kacan babam, pasaportu cebine koymus ve sokakta gezmeye cikmis. Özellikler polisleri cok gezdigi yerlere gidermis, beni kontrol etsinlerde pasaportumu göstereyim diye.
https://www1.wi.to/2018/04/17/366986...0f5bd46a6e.jpg
Dr.Metin Cakir
Funktionsoberarzt Herzchirurgie
Facharzt für Herzchirurgie
https://www.helios-gesundheit.de/fil...b6de3b79f9.jpg
Diasporaturk sayfasindaki paylasimlari benim twitter olmadigi icin hanim bana gösteriyor bazen ama cidden cok ilginc ve güzel paylasimlar yapiyorlar. Sakli kalmis ne hikayeler vardir kimdilir...
Evet beyler sizlere bu kitabi okumanizi cok ama cok tavsiye ederim ben haftasonu Türkiye den araba ile geldim ve pazartesi aksami basladim okumaya simdi bu saatte kitabi bitirdim icinde cok güzel anlamli ve üzücü olaylari anlatiyor 1.ci kusagin nelerle mücadele ettigini sizlere tavsiyem cocuklariniza bu kitabi okutmayi saglamaniz ve simdi onlar bizler yani 2.ci kusak o kadar rahat ve gelismis imkanlara sahip degildik ama 3.cü kusak hemen hemen herseye ve imkanlara sahipler akilli yol ve dil biliyorlar kendilerini ne kadar gelistirip üst kadameye merdeivenlerden cikabilirseler cikmaya caba ve gayet göstersinler ve bu kitabi okudukca da belki bir kirpac yemis gibi olurlar ve saha kalkip kendilerini yetistirmeye caba sarfederler.
Sevgi ve Saygilarimla
Piyerloti