-
Bağa bak üzüm olsun, yemeye yüzün olsun.(Bağda izin olsun, üzüm yemeye yüzün olsun).
Bir bağın bağ olması için gereken bakım gösterilmelidir. Üzümler zamanında budanmalı, gübrelenmeli, çapalanmalı ve sulanmalıdır. Bu yapılmazsa o bağdan istenilen üzüm alınamaz. Bu da bize gösteriyor ki emekle üzüm arasında sıkı bir ilişki var. Bir kişi bir şeyden verim bekliyor, fayda temin etmek istiyorsa gereken çabayı göstermeli; gerekli harcamalardan kaçmamalı, o şeye iyi bakmalıdır. Aksi takdirde o şeyden yararlanmaya yüzü olmaz.
-
Sütten ağzı yanan, yoğurdu üfleyerek yer.
Bir olaydan gerekli dersi alan, zarar gören kimse, ona benzer bir işle karşılaştığında uyanık davranır; tedbirli olur.
-
Zamanın değerini (kıymetini) yapacak işi olan daha iyi bilir.
Zaman bir an bile durmadan akıp gitmektedir. Çalışıp üreten, emek harcayan, yapılacak işleri olan insanlar, zamanın kıymetini daha iyi bilirler. Çünkü bir işin yapılması belirli bir zaman diliminde gerçekleşmektedir.
-
İki gönül bir olursa (olunca), samanlık seyrân olur.
Birbirini seven ve evlenmek isteyen çift için ev bark, mekan o kadar önemli değildir. Samanlık onlara saray gibi gelir.
-
Koyun can derdinde, kasap et (yağ) derdinde.
Bir kişi önemli bir kaybı nedeniyle üzülüp acı çekerken, başka biri onun bu durumundan yararlanmanın yollarını hesap eder. Bu böyledir; kimi insanlar başkalarının göreceği büyük zararı önemsemez ve hep kendi çıkarını düşünür.
-
Eğri oturalım (otursan da), doğru konuşalım.
Yalnızca seni ilgilendiren konularda özgür sayılabilirsin, sana kimse karışamaz; istediğin gibi yer, içer, giyinir ve oturursun. Ancak toplumu ilgilendiren konularda doğru konuşmalı, yalandan kaçınmalısın; eğer çıkar kaygısı ile yalan söyler, doğruyu eğri diye gösterirsen toplumu ayakta tutan güven duygusunu sarsmış olursun.
-
Aslan (yiğit) yatağından (yattığı yerden) belli olur (bellidir).
Bir insanın kişiliği, oturup yattığı yerin temizliğinden, düzeninden anlaşılır.
İnsanların kişilikleri ile sürekli bulundukları yerler arasında ilişki kurmak mümkündür.
-
Leyleğin günü lak lak ile geçer.
Aylak kişiler bütün günlerini orada burada boş laflar söyleyerek boşa geçirmiş olurlar.
-
Erkek sel, kadın göl
Ev ekonomisinde kadının görevi çok önemlidir. Erkek, parayı su gibi harcama eğilimde de olsa kadın israfa yer vermemeli, tutumlu olmalı, para biriktirmelidir.
-
Danışan dağı aşmış, danışmayan (danışmayanın) yolu şaşmış.
Bilmediği konuları bilen kişilere danışan kişi, işini başarıyla sonuçlandırır. Bilmediği konuları kimseye sormadan işini görmeye çalışan kişi ise, çeşitli güçlüklerle uğraşmak zorunda kalır.
-
Merdiven ayak ayak (basamak basamak) çıkılır.
En yüksek yere, ağır ağır yükselerek ulaşılır. İnsan, birdenbire yüksek yerlere gelemez.
-
Kimse kimsenin çukurunu doldurmaz.
Her canlı doğar, yaşar ve ölür. Bu doğanın yasasıdır. Kimse kimsenin yerine ölemez. Çok genç ya da çok değer verdiğimiz biri öldüğü zaman, "keşke onun yerine ben ölseydim" diyenler çıkar. Oysa kimse kimsenin yerine ölemez.
-
Para isteme benden, buz gibi soğurum senden.
İnsan, kendisinden para isteyene karşı pek dostça davranmaz. Ondan uzak durmaya çalışır. Para, insanların geçim vasıtası olduğu için herkesin şiddetle ihtiyacı olan bir maddedir. Borç isteme olayı, kişiler arasında soğukluğa sebep olabilir.
-
Et tırnaktan ayrılmaz.
Çok yakın akrabalar, aralarında çıkan anlaşmazlıklara, tartışmalara rağmen birbirlerinden ayrılmazlar. Aralarındaki bağ, ne olursa olsun kopmaz.