PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : 21.8.17 Türkiyeden arabayla döndüm..



akbaba
21 Ağustos 2017, 12:46
selam arkadaslar,
cumartesi günü 12'de Kayseriden yola ciktik,istikamet bulgar-sirb-macar-avusturya-almanya.
saat 20:00 gibi istanbula girince yeni acilan Yavuz Sultan Selim köprüsünden Edirne'yi takip ettik.köprü yolu cok sakindi,belki cumartesi olmasindan,istanbuldan cok rahat gectik.
bu sene Türkiyede yakit fiyatlari ucuzdu, diesel 4,60tl yani yaklasik 1,10€ idi. istanbulda depoyu doldurdum.istanbula girince,Mehmetcik Vakfinin dinlenme tesisi var,hem benzinlik hemde temiz-güzel yemekleri var.
gece 24:00 gibi Edirne'ye dogru geldik,facebook'daki silayolu sayfalarindan ve gümrüklerdeki kameralardan baktim ve hamzabeyli'ye gitmeye karar verdim,otobandan 39km. sonra ulastik,önümüzde 15 arac vardi,45 dakikada ciktik. ilk defa hamzabeyliye gittigimden,navigasyonu takip ettim,bulgarda yaklasik 80km. eski yollardan gittikten sonra otobana ulasabildik. icinizde hamzabeyliden sonra sofya otobanina yakin yol bilen varsa lütfen yazsin.
bulgarda gece sofya otobaninda biraz uyuduk,sabah sirb sinirina geldik,bir saatten cok bekledik, zehirli yumurtadan dolayi arabalari ariyorlar, bana arabada yumurta varmi diye sordular.sirba girince malum daglar-kisa tünellerin oldugu yerlere kismen otoban yapilmis.tahminim 2 sene sonra hep otoban olur.sirb'da birde yolda polis cevirdi ve arabayi aradi,yumurta sordular.belgrad transit yoldan gittik,biraz yol uzadi ama hic beklemedik.
Macar icin Röske'nin yakinindaki Asotthalom'a gittim,gümrüge gittigimde 400m. mesafedeydim,60 araba vardi ama 2 saat bekledik,yine arabalari aradilar ve yumurta sordular.macar yolu kisa ve temiz,tamami otoban,sorunsuz gectik. macar-avusturya sinirinda 1 saat bekledik,hiz limitini 10km.kadar düsürüyorlar,ama arama-kontrol yok.
avusturyada cok radar vardi,boardumuzdan indirdigim Blitzer.de PLUS cok isime yaradi.Avusturya-almanya gümrügündede 45dakika bekledik,yine arama-kontrol yok ama düsük hizda tek sira ilerletiyorlar.
Almanya,passau-frankfurt arasi cok insaat var.biz gece gectik,gündüz gecenlere Allah sabir versin.
sila yolunda ve Türkiyede DKB Visa kredi kartimi kullandim,gebühr yok,ödemeler ve para ihtiyacimi kolayca karsiladim.yollar bu sene kalabalikti,EU ülkelerinde internet bize cok yaradi, navi ve google map ile yol ve gümrüklerdeki yogunlugu,bekleme süresini,alternativ yollari görme sansimiz var. bu sene zehirli yumurtadan gümrüklerde cok bekledim ve yollar kalabalik,kayseriden frankfurta iki söforle 40 saatte gelebildim,cok yoruldum,yasim 51, arabayla izin uzun sürsede,yorucu olsada bana baska bir tat verirdi,bu sene tam tersi oldu,sanirim bir daha arabayla izine gitmeyecegim.cok yorucu oluyor.
Allah izine gidenlere kazasiz-belasiz gidip gelmeyi nasip etsin.

Selam
21 Ağustos 2017, 14:32
Hosgeldin.

Mesajin sonunda araba ile tekrar gitmeyi artik düsünmüyorsun diye yazmissin. Bu fikrine bende katiliyorum. Bu sene bende araba ile yalniz izine gittim. Hanimi ve cocuklari ucakla yolladim. Cok sükür Allah bana kazasiz ve belasiz gidip ve geri gelmeyi nasip etti. Ama senin gibi bende düsünüyorum, Yas ilerledikce sila yolu zevkten cok izdiraba dönüsüyor. Giderken tamamda geri gelince yollar sanki bitmek tükenmek bilmiyor.

Araba ile gitmek hesablimi? Evet hesabli, hatta az yakiti az olan araba ile gidilirse gercekten hesabli. Ama bu sene ben cift masraf yaptim ve Hanim ile cocuklari yukarda belirttigim gibi ucakla yolladim bende yalniz yola ciktim. Bunu yapmamin bir tek sebebi vardi. Bu araba ile izine son gidisim olacakti yani bir nevi jübile diyebiliriz buna ve bu son gidisimin tadinida yolda gezerek cikartmakti.

Izin yolunda tipik güzergahdan cikip sizlerin hic gitmedigi yollardan gittim, bol bol durarak, Foto cekerek ve mola vererek 2 gün sonra ancak edirneye vardim. Giderken ister macar olsun ister bulgar gelirkende ister yunanistan olsun ister Makedonya heryerde durdum ve bu ülkelerin Kücük kasabalarini ve köylerini yakindan gördüm. Hosuma giden yerlerde 2-3 Saat mola verdim. arabayi park Edip bulundugum yerleri-köyleri yaya olarak gezdim ve dolastim.

Tabi durum böyle olunca insanin basindan bir-iki tatli olayda geciyor. Örnegin Yunanistanin Iasmos (Türkce: Yassiköy) köyünde ani karar vererek durdum. Ordaki Camiide ikindi namazini kildim. Namazdan sonra oranin Cemaati özelliklede Imami beni cok iyi karsiladi. Bir Saat havadan-sudan konular üzerine sohbet ettik. Ardindan köyü gezdim, dolastim ve sonra tekrar yola ciktim. Yunanistan üzeri gidenlere bu köyü size tavsiye ederim. Giderseniz eger benden oranin Imami olan Sayin Yusuf Hocayi selamlayin. Allah ondan razi olsun.

Yunanistana girmeden evvelde sinira yakin yerde Esetce isimli bir köy-Belde var. Orayada ani karar vererek girdim. Amacim Türkiyeden cikmadan evvel bir sicak cay icip öyle yola devam etmekti. Cayimi yudumlarken dükkanin sahibi geldi masama oturdu ve sanki yillarin arkadasimis gibi samimi ve sicak kanla masada sohbete basladik. Sohbetimiz bir Saat sürdü. Sagolsun cay parasi bile almadi ve üstünede bana sattigi karpuzlardan bir tanesinide hediye olarak bana verdi ve beni öyle ugurladi. Sagolsun.

Sirbistantan Macaristana girdikten sonra sinira yakin bir yerde Otoyoldan cikip hic bilmedigim ve tanimadigim bir yola saptim ve öyle yoluma devam ettim. Ve sonunda öyle bir yere geldimki senelerce arasam dahi bulamiyacagim doga güzelligi olan sessiz-sakin, benden baska kimse dahi olmayan bir yere vardim. Burada bol bol fotograf cektim ve doganin sundugu güzelligi son saniyesine Kadar tattim.

Cek-Almanya sinirina varmadan evvel burdada Otoyoldan ciktim ve Cek ülkesinin almanya sinirina yakin Kücük köy ve kasabalarini gezdim, dolastim. Ordaki gördügüm manzaralar anlatilamaz. Illaki insanin kendisinin gidip ve görmesi lazimki ne güzel, ne hos yerler var diye kanaat getirsin.

Basimdan gecen diger bir tatli olayda Adananin Narlik denen köyünde gecti. Olayi anlatmadan evvel size neden bu köye ugradigimi kisa anlatayim. Ben hobi olarak fotograflarla ugrasiyorum. Elime nerden ve nasil gecti ise siyah-Beyaz olan ve 1960 senelerinden kalma bir fotograf vardi. Bu fotografta gencecik poz vermis bir asker gözüküyor. Fotografin arkasindada bu askerin Adana-Narlik köyünden oldugu anlasilan Kücük bir el yazisi vardi. Zaten yolumun üstü dedim kendime git bu köye ve yasiyorsa bul bu adami ve fotografi ver ona dedim. Dedigimi yaptim ve köye ugradim. Bildigimiz Anadolu köyü orta meydandada cay bahcesi var. Arabayi hemen cay bahcesinin önüne park ettim ve iceri girdim. Ordakileri selamladiktan sonra herhangi bir masaya oturdum ve yani basimdaki tanimadigim bir vatandasa bu fotografi gösterdim. Adam fotograftaki sahisi tanidi ve akrabam olur dedi. Bana hemen maden suyu ismarladi ve ardindan fotograftaki sahisin abisini cep ile aradi Cabuk buraya gel dedi.

Bes dakika sonra abisi geldi ve epey sasirdi. Sen kimsin, bu fotografi nerden buldun diye sorular sordu. Bende ona olayi kisa anlattim. Adam buna cok sevindi ve kardesini direk cep ile aradi. Kardesi ise maalesef Pozanti-Kamisli köyüne gitmisti ve orda bulunmuyordu. Dayi dedim bu emaneti yani fotografi sana veriyorum ve benim görevim burda bitiyor diyerek onlardan ayrildim. Gitmeden evvel köyün camiisinde namazi kilip öyle yola devam edeyim dedim. Camiiden cikarken adami kapinin önünde beni beklemesini gördüm. Bana Dogru geldi ve fotografi bana "kardesimle konustum ve bu fotografi kendisine senin kendi ellerinle vermeni istiyor" diyerek fotografi bana geri iade etti. Geri dönüste zaten Pozanti üzeri gidecegim o Zaman onun yanina ugrarim düsüncesi ile bende fotografi geri aldim. Aldim ama maalesef onun yanina ugramadan geri döndüm.

Kisa yazacaktim ama Roman oldu.

Neyse kusuruma bakmayin, konuyu nerden nereye getirdim. Konuya geri gelirsem sunu ifade etmek istiyorum: Araba ile gitmek gercekten güzel oluyor. Gezerek, tozarak görmedik yerleri görme imkani oluyor. Tanimadik insanlarla tanisma ve konusma firsati doguyor. Ve buda bir nevi sila yolun tuzu oluyor.

Ama Yas ilerledikce bu tuz insana fazla geliyor ve yemegin tadini bozuyor. Onun icin konuyu acan arkadasa katiliyorum ve tekrardan araba ile gitmeyi artik bende düsünmüyorum. Ne güzel vede ne Tatli anilar yasansa bile artik araba ile gitmek zevk degil eziyet oluyor.

Nazarnet
21 Ağustos 2017, 17:34
Hamzabeyli benim iki yildir kullandigim kapidir buradan Harmanli tarafindan otobana baglanabilirsiniz veya benim gibi 75 km düz devam edip Yambol tarafindan Sofia otabanina baglanirsiniz. Yalniz yollar gelis gidisli ve biraz bozuk. Bulgar-Sirp kapisi benim bekledigim en yogun kapi oldu 1 saat gibi bir süre beklemisimdir benim zamanimda zehirli yumurta konusu olmadigimdan Sirp memurlari kontrol etmeden gecis yaptirdi ama Bulgarlar hem giriste hem cikista sigara avindaydilar. Macaristan'a ben Tompa'dan giriyorum önümde 20-30 araba oluyor 1 saat gibi de burada bekledim Macar görevlileri bizden önce cogu kisiyi detayli aradilar bizim araba cok dolu olmasina ragmen bir göz atip biraktilar. Macar-Avusturya sinirinda ki kontrollere sinir oldugumdan yolumu biraz uzatarak Slovakya'dan devam ediyorum ne kontrol var ne gümrük yollari da güzel ayrica Bratislava'yi cok begendim. Slovakya - Cek arasinda ve Cek - Almanya arasinda yine kontrol yok yalniz Cek'de bir kac yol calismasi var ben gece gectim gündüz o yollar cekilmez. Radar falan pek korkum olmadi hiz limiti ne yaziyorsa hep o hizla yoluma devam ettim naviyi cok az kullandim tek soför ve bu sekilde 24 saatte Hamzabeyli'den Amberg varmis bulundum. Tabi not düsmek gerek gurbetcilerin en az yolda oldugu zamanlarda yola cikmayi tercih ediyorum yoksa yollar cok kalabalik oluyor.

akbaba
21 Ağustos 2017, 17:34
Selam arkadasim hosbuldum, yazdiklarini okurken sinemada güzel bir film izler gibi oldum,harika yazmissin.
ben 20 senedir gider-gelirim ama hic seninki gibi yapamadim,ama yazdiklarini okuyuncada canim istemedi degil,biraz zaman ayirip,3-4 gün mesala,yazdigin gibi hic olmazsa bir defa gitmeli,Balkanlarda Ata yadigari yerleri görmeli. macaristan tompa'dan sirbistana girince,Ata yadigari Osmanli Camiisi var,ben oraya ugrardim ve degisik hislerim olurdu.
ayrica yazdigin fotograf anisi,Adana-narlik köyünüde cok ilginc. ne mutlu sana,böyle güzelllikler yasamissin.

deli-kadir
21 Ağustos 2017, 20:40
Akbaba hoşgeldin. Bende geçen hafta pazar geldim Türkiyeden Frankfurta. Hayatımın en kolay ve en az beklemeli yolculuğunu geçirdim bu sene. Sırf alternatif kapıları kullandım. Sende benim gibisin. Yaşın benden büyük eyvallah, ama yıllardır gider gelirim. Bu zevkten mahrum kalmak istemem. Sende duramayaksın seneye.. Deli-Kadir gardaşım dedi dersin..

Cankan14
24 Ağustos 2017, 17:33
Önce hoş geldin. İnsan yaşlandımı yollar dahada uzun geliyor. Bende yaşlandığım için bu sene uçakla gidip havaalanından araba kiraladım çok rahat oluyor herkese tavsiye ederim.
Arabayla yolculuk yapan arkadaşlar, uykusuz araba kullanmayın. Otel fiyatları oldukça uygun . Duşunuzu alın rahat bir uyku sabah yola devam.

akbaba
24 Ağustos 2017, 18:58
hosbulduk Cankan15,cok haklisin,yaslaninca yollar uzun geliyor,insallah seneye bende senin gibi ucakla gidecegim.
boardumuzda silayolu bölümü bu sene cok sakin,herkeste yolda internette var ama cok az arkadasimiz paylasimda bulundu.
ben facebook'daki sila yolu grublarindan takib ediyorum,her kapi cok yogun,saatlerce bekleyenler var,hatta dün aksam,kapikuleden bulgara giren bir gurbetci arac aramasina itiraz etti diye kadin-cocuk herkesi yere yatirip dövmüsler,aileden haberde yok,nerdeler bilende yok.
televizyonu actim,haberlerde gurbetcilerle ilgili haber hic yok.atlet kadar kiymetimiz yok.
gurnetciler izine gidince esnaflar,lokantalar,doktorlar,pazarcilar,tamircile r herkes bayram ediyor ama gurbetcilere sila yolunda zulum ediyorlar,saatlerce bekletiyorlar,kimsenin umrunda degil.
bir alman veya bir amerikali veya bir israilli aileyi bulgar gümrügünde yere yatirip dövseler,dünyayi ayaga kaldirirlar,maalesef bizim sahibimiz yok
bu son olanlarida görünce,seneye kesin ucakla gidecegim.
Allah yollarda olan gurbetcilere yardim etsin..

cenk1978
24 Ağustos 2017, 23:12
Hosgeldin.

Mesajin sonunda araba ile tekrar gitmeyi artik düsünmüyorsun diye yazmissin. Bu fikrine bende katiliyorum. Bu sene bende araba ile yalniz izine gittim. Hanimi ve cocuklari ucakla yolladim. Cok sükür Allah bana kazasiz ve belasiz gidip ve geri gelmeyi nasip etti. Ama senin gibi bende düsünüyorum, Yas ilerledikce sila yolu zevkten cok izdiraba dönüsüyor. Giderken tamamda geri gelince yollar sanki bitmek tükenmek bilmiyor.

Araba ile gitmek hesablimi? Evet hesabli, hatta az yakiti az olan araba ile gidilirse gercekten hesabli. Ama bu sene ben cift masraf yaptim ve Hanim ile cocuklari yukarda belirttigim gibi ucakla yolladim bende yalniz yola ciktim. Bunu yapmamin bir tek sebebi vardi. Bu araba ile izine son gidisim olacakti yani bir nevi jübile diyebiliriz buna ve bu son gidisimin tadinida yolda gezerek cikartmakti.

Izin yolunda tipik güzergahdan cikip sizlerin hic gitmedigi yollardan gittim, bol bol durarak, Foto cekerek ve mola vererek 2 gün sonra ancak edirneye vardim. Giderken ister macar olsun ister bulgar gelirkende ister yunanistan olsun ister Makedonya heryerde durdum ve bu ülkelerin Kücük kasabalarini ve köylerini yakindan gördüm. Hosuma giden yerlerde 2-3 Saat mola verdim. arabayi park Edip bulundugum yerleri-köyleri yaya olarak gezdim ve dolastim.

Tabi durum böyle olunca insanin basindan bir-iki tatli olayda geciyor. Örnegin Yunanistanin Iasmos (Türkce: Yassiköy) köyünde ani karar vererek durdum. Ordaki Camiide ikindi namazini kildim. Namazdan sonra oranin Cemaati özelliklede Imami beni cok iyi karsiladi. Bir Saat havadan-sudan konular üzerine sohbet ettik. Ardindan köyü gezdim, dolastim ve sonra tekrar yola ciktim. Yunanistan üzeri gidenlere bu köyü size tavsiye ederim. Giderseniz eger benden oranin Imami olan Sayin Yusuf Hocayi selamlayin. Allah ondan razi olsun.

Yunanistana girmeden evvelde sinira yakin yerde Esetce isimli bir köy-Belde var. Orayada ani karar vererek girdim. Amacim Türkiyeden cikmadan evvel bir sicak cay icip öyle yola devam etmekti. Cayimi yudumlarken dükkanin sahibi geldi masama oturdu ve sanki yillarin arkadasimis gibi samimi ve sicak kanla masada sohbete basladik. Sohbetimiz bir Saat sürdü. Sagolsun cay parasi bile almadi ve üstünede bana sattigi karpuzlardan bir tanesinide hediye olarak bana verdi ve beni öyle ugurladi. Sagolsun.

Sirbistantan Macaristana girdikten sonra sinira yakin bir yerde Otoyoldan cikip hic bilmedigim ve tanimadigim bir yola saptim ve öyle yoluma devam ettim. Ve sonunda öyle bir yere geldimki senelerce arasam dahi bulamiyacagim doga güzelligi olan sessiz-sakin, benden baska kimse dahi olmayan bir yere vardim. Burada bol bol fotograf cektim ve doganin sundugu güzelligi son saniyesine Kadar tattim.

Cek-Almanya sinirina varmadan evvel burdada Otoyoldan ciktim ve Cek ülkesinin almanya sinirina yakin Kücük köy ve kasabalarini gezdim, dolastim. Ordaki gördügüm manzaralar anlatilamaz. Illaki insanin kendisinin gidip ve görmesi lazimki ne güzel, ne hos yerler var diye kanaat getirsin.

Basimdan gecen diger bir tatli olayda Adananin Narlik denen köyünde gecti. Olayi anlatmadan evvel size neden bu köye ugradigimi kisa anlatayim. Ben hobi olarak fotograflarla ugrasiyorum. Elime nerden ve nasil gecti ise siyah-Beyaz olan ve 1960 senelerinden kalma bir fotograf vardi. Bu fotografta gencecik poz vermis bir asker gözüküyor. Fotografin arkasindada bu askerin Adana-Narlik köyünden oldugu anlasilan Kücük bir el yazisi vardi. Zaten yolumun üstü dedim kendime git bu köye ve yasiyorsa bul bu adami ve fotografi ver ona dedim. Dedigimi yaptim ve köye ugradim. Bildigimiz Anadolu köyü orta meydandada cay bahcesi var. Arabayi hemen cay bahcesinin önüne park ettim ve iceri girdim. Ordakileri selamladiktan sonra herhangi bir masaya oturdum ve yani basimdaki tanimadigim bir vatandasa bu fotografi gösterdim. Adam fotograftaki sahisi tanidi ve akrabam olur dedi. Bana hemen maden suyu ismarladi ve ardindan fotograftaki sahisin abisini cep ile aradi Cabuk buraya gel dedi.

Bes dakika sonra abisi geldi ve epey sasirdi. Sen kimsin, bu fotografi nerden buldun diye sorular sordu. Bende ona olayi kisa anlattim. Adam buna cok sevindi ve kardesini direk cep ile aradi. Kardesi ise maalesef Pozanti-Kamisli köyüne gitmisti ve orda bulunmuyordu. Dayi dedim bu emaneti yani fotografi sana veriyorum ve benim görevim burda bitiyor diyerek onlardan ayrildim. Gitmeden evvel köyün camiisinde namazi kilip öyle yola devam edeyim dedim. Camiiden cikarken adami kapinin önünde beni beklemesini gördüm. Bana Dogru geldi ve fotografi bana "kardesimle konustum ve bu fotografi kendisine senin kendi ellerinle vermeni istiyor" diyerek fotografi bana geri iade etti. Geri dönüste zaten Pozanti üzeri gidecegim o Zaman onun yanina ugrarim düsüncesi ile bende fotografi geri aldim. Aldim ama maalesef onun yanina ugramadan geri döndüm.

Kisa yazacaktim ama Roman oldu.

Neyse kusuruma bakmayin, konuyu nerden nereye getirdim. Konuya geri gelirsem sunu ifade etmek istiyorum: Araba ile gitmek gercekten güzel oluyor. Gezerek, tozarak görmedik yerleri görme imkani oluyor. Tanimadik insanlarla tanisma ve konusma firsati doguyor. Ve buda bir nevi sila yolun tuzu oluyor.

Ama Yas ilerledikce bu tuz insana fazla geliyor ve yemegin tadini bozuyor. Onun icin konuyu acan arkadasa katiliyorum ve tekrardan araba ile gitmeyi artik bende düsünmüyorum. Ne güzel vede ne Tatli anilar yasansa bile artik araba ile gitmek zevk degil eziyet oluyor.


Adana olayın gerçekten çok ilginç. Duygulandırdı beni. Çok güzel bir olay.
Bu arada memleketin Hatay Antep olabilir mi ?

Selam
25 Ağustos 2017, 14:39
Memleket osmaniye.

akbaba
25 Ağustos 2017, 20:39
arkadaslar canakkale veya lapseki-gelibolu'dan gemiyle-feribotla yunanistan veya italyaya gitme imkani varmi?

hOrOz
25 Ağustos 2017, 20:42
arkadaslar canakkale veya lapseki-gelibolu'dan gemiyle-feribotla yunanistan veya italyaya gitme imkani varmi?
Hayır yok .. İzmir den halen varmı bilmiyorum